Bu çok kötü bir senaryo. Dizi gereğinden çok fazla uzadı ve bilmemkaçıncı sezonda hâlâ ilk sezonlardaki olayların berbat (flash back) tekrarlarını seyrediyoruz.
Ahali de yeni sezonlardan artık ümit devşirmiyor. Salon pek havasız. Salondan müşteri kaçar kaygısıyla pencere açtırmadıkları için hazirun beyninde hayalle gerçek birbirine karışmaya başladı. Zamanın behrinde koca bir imparatorluğu çökerten hayaletler gerçek numarasına yatıp yatıp, hayal pilavlarıyla midesini şişirdikleri seyircilerden şu noktadan sonra boşuna alkış ve geçer puan beklerler. Gidişatın havalı olduğunu düşünenler ya işletmeden ufak tefek pay alan kör buçukluk ortaklar yahut havasızlıktan ötürü ciğerleri ve beyinlerine yeterli oksijen gitmeyen bir kısım gariban takımı. Ahali her ne kadar asırlardır bulanık düşünmeye (aslında pek düşünmemeye), hissetmeye ve ufak tefek meltemler dahil her çeşitli rüzgâr hareketi karşısında savrulmaya alışmışsa da bu kez, bu kadar açık farkla ilk kez, alttan gelen yeni sürüm genç vatandaş marka ve modelleri artık seyirci olmamayı tercih edecek görünüyor.
Ortalıkta her ne varsa şu noktadan sonra, hassas siyasetle, incelikli nezaketle ve ihtimamla muamele görmelidir; çünkü üç vakte, tek nesle kadar hakiki antika olacaklar. Bilinen değerlendirme ölçüleri ve şimdiki değerler sistemi ile değer taşıdığı düşünülen her ne varsa çok uzak değil, kısa ile orta vade arasında çok daha kıymetlenecek. Köşebaşçılarına çok iyi davranalım çünkü gelecek bir yönüyle de antikalarındır. Yaşayan geçmişi koruyalım.
Deliren durulur, enayi akıllanır. Burası ne Meksika, ne Kolombiya’dır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder