5 Şubat 2020 Çarşamba

MÜZİK DÜZEN


...Türk sanat tarihinin Batıya en çok yaklaştığı eser budur. 'Ben İnsan Değil miyim' de ileti olarak Batılı tarzda sorgular fakat formu daha çok 'şarkı'dır.”
A. Ellidokuzoğlu


Müziğin yazıya dökülmesi mümkün değil. Sadece onun insanda doğurduğu çağrışımları subjektif biçimde yazmak mümkün.

Müzik nedir? Hani aynı kelimeyi defalarca tekrar edince kelime bize yabancılaşır, onu ilk defa duyuyormuşuz, başka bir dünyanın dilinden bir kelimeyi söylüyormuşuz gibi tuhaf gelmeye başlar ya bize. Küçükken "portakal, portakal" derken portakal kelimesini düşünmenin bana hissettirdiği tarifi imkansız, biricik, benzersiz, tekrarlanması irademiz dışında, kendine has bir tesadüfle ancak "bir şekilde" rast geldiğinde hissedilen tuhaf duygu. İzahı zor. Bu ancak yaşayanın ne kastedildiğini anlar gibi olacağı şeylerden. Aynen onun gibi, müzik hakkında düşünürken "nedir müzik, nedir" sorusu dilime dolandı. Ruhumun ayakları bu soruda dolaştı. Sesler arka arkaya belli bir düzende diziliyor. Bazen insan sesi müziğe eşlik ediyor, bazen müzik insan sesine eşlik ediyor. Bazen de müzik tek başına konuşuyor. Nedir müzik, nedir?
Müziğin yazıya dökülmesi mümkün değil derken onun ayrı bir dil oluşunu kastettim. Yoksa müzik “nota” diline dökülebiliyor. Emojilerin ayrı bir dil oluşu gibi her bir müzik eseri de sadece onu dinleyenin, tecrübe edenin okuyabildiği biricik ve tekrarlanmaz (unique) bir mesaj taşıyor. Her dinleyende farklı, her dinlendiğinde farklı.

Müzikle matematiğin ilişkisi olduğunu söyleyen düşünce adamları var. Şimdi onları düşünmeyeceğim. Vasıtasız, sebepsiz müziği düşünmeye devam edeceğim.

Müzik muhakkak bir aletle, vasıtayla yapılıyor. Yaşadığımız dünyada pek çok ses var. Bu seslerden anlamlı bir şekilde örgütlenebilenlere müzik diyoruz. Müziğin arkasında bir şuur olmak zorunda.

İnsanlardan başka kuşlar da müzik yapıyor. Bir amaçları var, bizimkine nazaran zayıf seviyede olsa da şuurları var. Ses teli alet, ağız, burun alet, insanoğlunun icat ettiği yüzlerce, binlerce müzik enstrümanı alet. Klasik ayrımda vurmalı ve üflemeli çalgılar var. Bir de dijital çalgılar var. Dijitalde ses tümüyle bir yazılımla ne vurularak, ne üflenerek, yazılarak, kodlanarak üretiliyor. Dijital kodlar biçimindeki yazı direkt müziğe dönüşüyor.
Müziğin ortaya çıkması için insanoğlunun bir şeylere vurması veya üflemesi ve bu etkiden doğan seslerin belli bir matematik, ritim, düzen içinde çerçevelenmesi gerekiyor. Müzikle düzen fikri bağlantılı.

Bir iddiaya göre kainatın bir müziği varmış. Dönen bütün bu yıldızlar, galaksiler belli kayıt teknikleriyle duyulacak bir müzik üretiyormuş. Yani evren kocaman bir orkestra gibi davranıyormuş.

Evrenin müziği hangi kulakla duyulur bilmem. Evrenin müziği derken belki de tek bir eserden değil de geniş bir repertuvardan bahsediliyordur. Bilim dili ile okunabilen şey, müziğe de çevriliyor olabilir. Yahut ikisi de, hepsi de aynı şey olabilir. Akılla bakıldığında bilim, gönülle dinlendiğinde müziktir belki de.

Genel anlamda soruyorum: Nedir müzik, nedir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İKİ SEÇENEK: YENİ ZİHİN VEYA KÖTEK

“Çin halkı, herhangi bir yabancı gücün kendisine zorbalık etmesine asla izin vermeyecektir. Bunu denemeye cesaret edenler kafalarını çelik b...